ŞİÖ içindeki son ABD üssü de kapandı
Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'teki Manas Uluslararası
Havaalanı içinde Aralık 2001'den bu yana faaliyette olan ABD askeri hava üssü
düzenlenen bir törenle kapandı. Böylece, Şanghay İşbirliği Örgütü üyesi ülkelerde ABD üssü
kalmamış oldu.
ABD askerleri Manas
Üssü'nü terk ediyor, 8 Temmuz 2014
1996'da Şanghay Beşlisi olarak kurulan, 2001 yılında Şanghay
İşbirliği Örgütü adını alan ve Özbekistan'ın da katılımıyla üye sayısı altıya
çıkan örgüt, 2005 yılında ABD'ye Orta Asya'daki askeri varlığına son verme
çağrısı yaptı. Bunun üzerine, Özbekistan'daki ABD askerleri ülkeyi terk
etti.
Kazakistan, Özbekistan,
Kırgızistan, Tacikistan, Rusya Federasyonu, Çin
Ağustos 2007'de ŞİÖ üyesi 6 ülke, Rusya'daki Ural
Dağları'nda ortak eskeri tatbikat yaptı.
2009'da Tacikistan ülkesindeki ABD üssünü kapatma kararı
aldı ancak kira anlaşması 11 Temmuz 2014 tarihine kadar uzatılmıştı. ABD'nin Kırgızistan'da 2005 yılında düzenlemiş olduğu
Turuncu Devrim işe yaramadı. ABD, ŞİÖ bölgesinden kovuldu.
ŞİÖ Asil Üyeleri:
(haritada yeşil)
Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan, Rysya
Federasyonu, Çin
ŞİÖ Gözlemci
Üyeleri: (haritada mavi)
Moğolistan, İran, Hindistan, Pakistan, Afganistan
Diyalog Ülkeleri:
(haritada mor)
Beyaz Rusya (Belarus), Sri Lanka (Seylan), Türkiye Gözlemci üyelerin ve diyalog üyelerinin asil üye
olabilmeleri için, eğer varsa ülkelerindeki yabancı askeri üsleri kapatmaları
ve üye oldukları askeri paktlardan çıkmaları gerekiyor.
Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ)
temel ilkeleri
ŞİÖ toplantı salonu önünde üye ülkelerin bayrakları
dalgalanıyor.
Dalgalanan bayraklar, gericilerin yüreklerine korku salıyor.
(Haziran 2012 Pekin) Soldan sağa:
Özbekistan, Tacikistan, Rusya, Kırgızistan, Çin, Kazakistan
ŞİÖ'ye üye olabilmek için tek bir
kural var:
Yukarıda bayrakları yan yana dizili ŞİÖ üyesi 6 ülkeye
hiçbir ülke emir ve talimat veremez.
ŞİÖ üyesi bu 6 ülkeden hiçbiri de diğer 5 üyeye emir ve
talimat veremez.
ŞİÖ yönetimi de hiçbir üye ülkeye: "Şanghay kriterleri
şunlardır, kanunlarını bunlara göre düzenle" diyemez.
"Anadilde eğitim hakkı verin, şunu yapın, bunu
yapın" diyemez.
Çünkü tek bir Şanghay Kriteri vardır, o da her ülkenin tam
bağımsız olmasıdır.
Her üye ülke, ülkesinde uygulayacağı rejimi kendisi seçer,
kanunlarını kendisi yapar. Tam bağımsızdır.
ŞİÖ, tam bağımsız ülkelerin oluşturduğu bir birliktir.
Bu konuyu daha iyi kavramak için, Avrupa Birliği ile ŞİÖ'nün
karşılaştırılması gerekir.
Avrupa Birliği'nin üye ülkeleri nasıl bağımlı hale
getirdiği, ŞİÖ'nün ise tam tersine tam bağımsız hale getirdiği, bu
karşılaştırmadan anlaşılır.
AB üyesi bir ülke bağımsızlığını şu veya bu oranda
kaybederken,
ŞİÖ üyesi ülke tam bağımsızlığını daha da pekiştirir.
1. AVRUPA BİRLİĞİ, BİR DEVLETTİR
Avrupa Birliği ( AB ), devletlerin bir araya gelerek meydana
getirdikleri herhangi bir birlik değildir. AB, bir devlet projesidir.
"Amerika Birleşik Devletleri" benzeri bir
projedir.
Yani "Avrupa Birleşik Devletleri" oluşturulmak
amaçlanmaktadır.
2. AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ
BENZERİ
Eskiden Kuzey Amerika'da elliye yakın devlet vardı.: Teksas,
Vaşington, Alabama, New Jersey, Oklahoma, Columbia vesaire.
Bunlar tek bir devlette birleşerek egemenliklerini Vaşington
D.C.'ye verdiler.
Artık hiçbirinin kendine ait bir ordusu yok.
Hatta şimdi bu devletlere artık "eyalet" deniyor.
Mesela Vaşington D.C. Irak'a saldırı kararı aldı. Bu karar,
bütün eyaletleri (eski devletleri) kapsar. Teksas veya Alabama çıkıp da:
"Ben bu savaşa katılmak istemiyorum" diyemez.
Veya Misisipi eyaleti, tek başına Meksika ile
bir ticaret anlaşması yapamaz.
ABD'yi oluşturan eyaletler (devletler), ABD'den
ayrılamazlar.
3. ÜYE DEVLETLER EGEMENLİKLERİNİ
BRÜKSEL'E DEVREDER
İşte AB, ABD'ye benzer (tam aynı değil, ayrılık noktaları
başka bir yazı konusu olabilir) bir projedir. Avrupa Birliği'ne üye ülkeler,
zaman içinde, egemenliklerini kademeli olarak Brüksel'e teslim edeceklerdir. "Bu
adamın resmi niye her yerde asılı", "Kemalizm'in modası geçti",
"Atatürk olsaydı AB'ye girmek istemezdi" gibi söylemler,
"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" diyen Atatürkçü
söylemin yerine "Artık bağımsız devlet modası geçti, şimdi
karşılıklı bağımlılık var", "Egemenlik zamanla Brüksel'e
devredilir" diyen işbirlikçi söylemin geçirilmesinin ön elenseleridir. Atatürk
ilke ve devrimleri tamamen tepelenmeden AB'ye girmek mümkün değildir.
4. ORTAK PARLAMENTO, BAŞKENT,
BAYRAK, PARA, MARŞ
AB Devleti'nin bir parlamentosu, bayrağı, parası ve marşı
vardır.
Başkent: Brüksel
Para: Avro (İngiltere henüz katılmadı)
Bayrak: Mavi zemin üzerine İsa'nın 12 havarisini simgeleyen
12 yıldız
Marş: Beytofın'ın 9. Senfonisi
5. ORDU
AB ordusu henüz kurulma aşamasındadır. Bu ordu esas
itibariyle kurulduğu zaman, AB devleti de olgunlaşmış olacaktır. Üye
devletlerin orduları AB Ordusu komutanlığı'na bağlanacaktır. Türkiye'ye
"ordunun sesini kes, ordu sivil yönetime tabi olsun" anlamındaki
talimatlar, bu amaca yöneliktir. Türk ordusunun iradesi kırılacak ki, ilerde AB
Ordu Komutanlığı'nın emirlerini kayıtsız şartsız yerine getirsin.
6. SAVAŞ
Brüksel örneğin Suriye'ye savaş açarsa, AB ordusunun bir
kolu olan Türk Ordusu (tabii artık ona ne kadar Türk Ordusu demek caiz olur,
bilemiyorum) Suriye'ye, AB Genelkurmayı'nın verdiği talimatlar dairesinde
saldırmak zorundadır.
7. KANUNLAR
Avrupa Birliği ülkeleri, kanunlarını Kopenhag ve Maastriht
Kriterleri denen kurallara uygun hale getirmek zorundadırlar. Üye devletler,
kafalarına estiği gibi kanun çıkaramazlar.
8. YÖNETİM ŞEKLİ
Üye devletler, "hür demokratik rejim" denen ve
içeriği Brüksel tarafından tarif edilen bir rejimle yönetilmek zorundadır. Brüksel,
bu rejimin içeriğini istediği gibi yorumlayabilir, ama üye devletler
istedikleri gibi yorumlayamazlar.
Mesela Avusturya'da Haider adlı kişinin başkanı olduğu parti
koalisyon hükümeti kurunca, Haider'in ve partisinin faşist olup AB'ye uygun
olmadığına karar veren Brüksel, Avusturya'ya baskı yaparak derhal hükümeti
düşürür ve yerine Brüksel'in beğendiği bir hükümet kurulur. (Bizim hükümetin
Konya Valisi'ni değiştirmesi veya Konya belediye Meclisi'ne fesh etmesi gibi) Türkiye,
Türk kanunlarına aykırı hareket ettiği savıyla AKP aleyhine kapatma davası
açarsa, AKP hükümetinin AB'ye uygun olduğuna karar veren Brüksel, Türkiye henüz
üye olmayıp aday olduğu halde, bu davaya karşı çıkar. Bir de üye olduğumuzu
düşünün. Vay halimize. Dava bile açamayız AKP hakkında.
Veya İşçi Partisi hükümeti kuracak olsa Brüksel derhal
müdahale ederek hükümeti düşürür. Çünkü AB üyesi bir ülkede, AB'den çıkmak
isteyen bir hükümet kurulmasına izin verilemez. Çünkü AB'den çıkmak
yasaktır. AB karşıtı parti ve örgütler çete kurmak suçuyla yargılanırlar. Yani,
devletler egemenliklerini Brüksel'e devrederler.
Zaten birleşik bir devlet olmanın kuralı da budur. ABD
örneğinde olduğu gibi…
9. GÜMRÜKLER VE TİCARET
Aynen ABD örneğinde olduğu gibi, devletler arasında sınırlar
kaldırılacak, insan ve mal - para dolaşımı serbest olacaktır.
Avrupa Birliği üyesi ülkeler, Avrupa Birliği üyesi olmayan
ülkelerle, ancak Brüksel'in yaptığı anlaşmalar zemininde ticaret yapabilirler.
Mesela, Türkiye, KKTC ile serbest ticaret anlaşması
imzalayamaz, KKTC mallarını diğer ülkelere pazarlayamaz.
Niçin? Çünkü AB, KKTC'yi tanımamaktadır.
Mesela Azerbaycan ile, AB-Azerbaycan anlaşmaları
çerçevesinde ticaret yapabiliriz.
Azerbaycan ile AB haricinde ayrı bir özel ticaret anlaşması,
gümrük indirimi anlaşması vs. yapamayız.
Diğer Türk ve Müslüman ülkelerle de aynı şekilde kısıtlamaya
tabiyiz.
10. TÜRKİYE CUMHURİYETİ'Nİ AVRUPA BİRLİĞİ'NE ALMAYACAKLAR
Yukardaki açıklamalara bakıp da içinize karabasanlar
çöreklenmesin.
Çünkü, AB, Türkiye Cumhuriyeti'ni AB üyesi yapmayacak
11. AMA BAZI PARÇALAR AB'YE GİREBİLİR.
Avrupa Birliği, Türkiye'nin üyelik sürecini, Türkiye'yi
bölmek için bir alet olarak kullanmaktadır. "AB'ye üye olacaksınız,
dolayısıyla sizi denetlemek hakkımız" bahanesi ile AB kodamanları
Ankara'ya uğramadan Diyarbakır'a geçmektedirler.
"Türkiye Cumhuriyeti'ni AB üyesi
yapmayacaklar" demek, "Türkiye'nin hiçbir parçasını AB'ye
almayacaklar" demek değildir. Türkiye 6 parçaya bölününce, bunlardan en
lezzetli olanları mesela Trakya Cumhuriyeti, Konstantinapolis Ekümenik
Patrikliği Devleti, Ege Cumhuriyeti, Pamfilya Cumhuriyeti AB'ye
alınabilir.
Güneydoğu Anadolu, Kuzey Irak ile birleşip Büyük Kürdistan
oluşturulur. Kars ve Erzurum Ermenistan'a verilir. Ermenistan AB'ye girince
Kars ve Erzurum da girmiş olur.
Bundan başka bir şekilde AB'ye girmemiz mümkün değildir.
Çünkü, AB'yi oluşturan çekirdek emperyalist ülkeler, ancak
hazmedebilecekleri kadar büyük bir ülkeyi kabul ederler. AB büyükbaşlarının
"Hazmetme kapasitemize bağlı" sözlerinin anlamı budur. Geçenlerde
İngiltere'de bir bakanın "Türkiye için Yugoslavya formülünü
düşünüyoruz" sözleri, Türkiye'yi 6 parçaya bölme planının açık bir
itirafıdır.
İkinci olarak, AB güçlü bir Türk Ordusu istemez. Onun için
Türk Ordusu yenilecek, yani Türkiye'nin parçalanmasına engel olamayacak,
itibarını kaybedecek, ordunun kendisi de parçalanacak ve ancak bu suretle
Trakya Ordusu, Ege Ordusu, Pamfilya Ordusu olarak AB Genelkurmayı'nın emri
altına girecektir. Ergenekon, Balyoz tertipleri bunun için yapılmaktadır. Bu
anlattıklarıma bakıp da içinize karabasanlar çöreklenmesin.
Çünkü başaramayacaklar. Kemalist Türkiye Cumhuriyeti
ilelebed tek parça olarak ve KKTC ile de bütünleşerek varlığını sürdürecektir.
Milli Hükümet, AB aday üyelik başvurumuzu geri çekecek;
Türkiye Gümrük Birliği'nden çıkacak; AB Aday Üyelik Protokolü, Katılım
Ortaklığı Belgesi, Müzakere Çerçeve Belgesi gibi Yeni Sevr anlaşmaları fesh
edilecektir. (Milli Hükümet Programı Madde 3)
ŞANGHAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (ŞİÖ)
1. ŞİÖ bir devlet değildir.
2. Üye ülkeler egemenliklerini
Şanghay'a devretmezler
3. Ortak Parlamento, başkent,
bayrak, para, marş da haliyle yoktur
4. ŞİÖ nün temel ilkeleri
şunlardır:
4A -Bağımsızlık :
Üye her ülke bağımsızdır, egemenliklerinin bir kısmını veya
tamamını bu örgüte devretme gibi bir zorunlulukları yoktur.
4B -Birbirinin iç işlerine
karışmama:
Üye ülkeler birbirlerinin iç işlerine karışmazlar.
Her ülke kendi yönetim şeklini, kanun ve nizamnamelerini
tamamen kendi isteğine göre kabul eder. Bu örgüte üye ülkelerden biri sosyalist
iken diğeri çok partili parlamenter sistemi, diğeri tek adam diktatörlüğünü,
bir diğeri ise şeriatla yönetilmeyi seçebilir.
(Örgüte gözlemci olarak katılması kabul edilen
ve geçenlerde tam üyelik başvurusu yapan İran'a hiçbir ŞİÖ üyesi ülke
şeriatçı rejiminden dolayı karşı çıkmamaktadır. Ülkesinde şeriatçı ayaklanmayı
kanla bastıran Özbekistan bile İran'ın üyelik başvurusunu desteklemiştir.
Şeriatçı ayaklanma sırasında İran şeriatçıları değil, laik Özbek yönetimini desteklemiş
ve bu tutumu ile üye ülkelerin iç işlerine karışmayacağını gösterdiğinden
dolayı ŞİÖ ye gözlemci üye olarak kabul edilmiştir.)
Hiçbir üye ülkenin diğer üye ülkenin rejimini beğenmeme ve
değiştirmeye kalkışma veya onun rejimi hakkında üst perdeden tavsiyelerde
bulunma hakkı yoktur.
Hiçbir üye ülke diğer üye ülkeye "Askerlerini
Kıbrıs'tan çek, 301. maddeyi kaldır, Ermeni soykırımını kabul et, şu kanununu
şu şekilde düzelt" gibi baskılarda bulunamaz.
4C -Karşılıklı yarar :
Her ülke kendisi için yararlı olacak dış ticaret rejimini
uygular.
Hiçbir üye ülke diğer üye ülkeye "Gümrüklerini indir,
benden şu malı almak zorundasın, döviz rezervi olarak şu para birimini
kullan" ve benzeri baskılarda bulunamaz.
4D -Teröre karşı işbirliği:
Her üye ülke, terör tehlikesine karşı diğer üye ülkelerden
yardım isteyebilir (veya istemeyebilir). Herhangi bir devlette çıkan bir isyan
dolayısıyla, o devlet yardım talep ettiğinde bu talebi karşılamak üzere deney
sahibi olmak için ortak askeri tatbikat yapılmaktadır. Ancak üye ülke
istemezse, müdahale edilmez.
Örneğin, Özbekistan şeriatçı ayaklanmayı kendi kuvvetleri
ile bastırmış ve örgütten yardım istememiştir. Kırgızistan, isyanı
bastıramadığı halde örgütten yardım talep etmemiş, isyancılar Kırgız hükümetini
devirmiştir. Yeni Kırgız hükümeti istese idi ŞİÖ den çıkabilirdi, fakat
çıkmadı.
5. Üye ülkeler istediklerinde
ŞİÖ'den ayrılabilirler
İsteyen ülke örgütten hemen çıkabilir. Fakat AB'den çıkmak
mümkün değildir. Örneğin bugün nasıl Teksas ABD'den ayrılma hakkına sahip
değilse, ilerde AB üyesi ülkeler de aynı duruma düşecektir.
6. Gümrükler ve ticaret
Ayrıca, ŞİÖ üyesi her ülke, başka ülkelerle değişik
türde birlikler (ticari birlik, askeri birlik, gümrük birliği vs. gibi) kurma
hakkına sahiptir.
AB'de ve ABD'de ise böyle bir hak yoktur. Çünkü AB ve ABD birer devlettir, ŞİÖ
ise bir devlet değildir. Örneğin geçen sene Kazakistan Meclisinde Orta Asya
Türk Cumhuriyetleri Birliği kurulması teklifi öne sürülmüştür. Bu
gerçekleşirse, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan aralarında birlik
kuracaklardır.
Türkmenistan da "hiçbir birliğe katılmama"
kararından dönerse bu birliğe katılabilir. Bu birlik, bu ülkelerin ŞİÖ üyeliği
ile ters düşmez.
Aynı şekilde Rusya da Kazakistan ve Beyaz Rusya ile başka
bir birlik kurmuş, bundan başka Rusya eski Sovyet Cumhuriyetleri ile Bağımsız
Devletler Topluluğu isimli bir örgüt kurmuş, Çin ise ASEAN vs gibi örgütlere
üyedir.
Dolayısıyla, "Türk Cumhuriyetleri Birliği" de
ŞİÖ üyeliği ile çelişmez.
7. Türk Birliği için ŞİÖ'nün
önemi
Türk dünyası Şanghay İşbirliği Örgütü içinde büyük ölçüde
birleşmiştir.
Bu örgüte üye ülkeler Rusya, Çin, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve
Tacikistan'dır.
Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan Türk ülkeleridir.
Çin'de Uygur Türkleri var.
Rusya'da Tatarlar, Yakutlar, Altay Türkleri vs... var.
İran gözlemci olarak son toplantıya katılmış olup,
geçenlerde tam üyelik başvurusu yapmıştır. İran'ın nüfusunun yarısı Türk’tür.
Afganistan'ın kuzeyinde Özbekler var.
Dışarıda Türkiye, Azerbaycan ve Türkmenistan kalmıştır.
Türkiye'nin örgüte üye olması, Azerbaycan ve Türkmenistan'ı
peşinden sürükler.
Böylece dünya Türk nüfusunun %99 undan fazlası aynı örgütte
bir araya gelmiş olur.
Türk ülkeleri arasında ekonomik ilişkiler gelişir. Böylece
sosyal ilişkilerin gelişmesine kapı açılmış olur.
Bu, olabilir, gerçekleşebilir bir yoldur. Nesnel olarak
önümüzde durmaktadır.
Programdaki diğer bir madde de, Türkiye-Azerbaycan-İran-Suriye
arasında kurulacak bir bölgesel ittifaktır. Bu sayede Suriye'de yaşayan Türkler
de birlik içine alınmış olacaktır. Irak'taki Türklerle birleşme sorunu,
Amerika'nın Irak'tan çekilmesi ile gerçekleşebilecektir.
Programın diğer bir maddesi, Türkiye ile KKTC'nin adım adım
bütünleşmeye gitmesidir.
Günümüz şartlarında başka bir yolun olabilirliği
görülmemektedir. Kıbrıs Türkleri ile Rumların bir arada yaşamaları için şartlar
uygun değildir.