21 Temmuz 2016 Perşembe

dünyada "bu mezalime dur diyecek kadar" TÜRK bir devlet adamı var mı?..

UYGUR TÜRKLERİNE ZORUNLU GÖÇ!
Komünist Çin yönetimi, Doğu Türkistan’ın tarihi sakinleri ve asıl sahipleri olan Müslüman Uygur Türklerini zorla göç ettirmeye başladı.
İşgalcı Çin,  gülünç yalanlar,sinsi aldatmaca, göz boyama ve kandırmaya yönelik stratejik palanları menzümesine bir yenisini daha eklemiş bulunuyor. Bu yeni stratejik yaldızlı aldatmanın  adı ise “ÇİFTÇİLERİ TOPRAK’TAN, YAYLAKÇILARI HAYVANLARINDAN AZAT ETMEk = Dihkannı Yerden, Çarvaçi’ni Yaylak’tan Azat Kılmak“ olarak açıklanmış bulunuyor.
İşgalçı Çin,Doğu Türkistan’da bu ülkeyi Müslüman Uygur Türklerinden tamamen boşaltmaya yönelik yeni uygulamalarını Çin sınırındaki  Gaziyane Kumul kenti’nden başlatmış bulunuyor.
Tanrı dağlarının güneydoğu bölümünde yer alan verimli toprakları,güzel yaylaları ve bağ bahçeleri ile ünlü Turfan-Kumul vadisinin doğu  ucundaki  Kumul villayetinin ilçelerinden Temurti ve Aratürk kentlerinde sürdürmekte olduğu belirtiliyor.Tarım ve hayvancılığın birlikte yapıldığı bu ilçelerdeki Uygur Türklerinin  toptan göç ettirilerek yerlerine etnik Çinli göçmenlerin yerleştirilmeleri hedefleniyor.
Özgür Asya radyosu Uygurca haber Sitesinde yer alan bir habere göre ; Sözde Uygur Özerk Bölgesi yönetiminin 2015 yılın Aralık ayında  ortaya koyduğu yeni bir uygulamaya göre,  önümüzdeki 5 yıl zarfında tarım ve Hayvancılık ile geçimini sağlayan 5 milyon Uygur Çiftiçisinin sözde özerk bölge Halk Hükümeti bütçesinden ayrılan 120 milyor Yen(Yaklaşık 2 milyar $) yeni bir ödenekle toplam 6 miliyon Çiftçi’nen “Yeni yapılan modern evlere iskan edilecekleri“ iddia edildi.
Ayrıca, sözde Özerk bölge Halk hükümeti Köy işleri ve Şehircilik Bakanlığının yayınladığı yeni bir istatistiki bilgilere göre Sözde Özerk Bölge’de yürütülmekte olan 12.Beş yıllık yeni Kalkınma Planı’nda Halk hükümeti’nin kendi bütcesinden 12 milyan (2 milyar $)  ödenek ayırıdığı ve bu ödenekle toplam 1,5 milyon Çiftçi ailesini “Topraklarından ve Hayvanlarından Azat edilerek ” yanı onların topraklarına,yaylalarına ve besi hayvanlarına zorla el koyup onlarI topraklarından,yaylaklarından ve besi hayvanlarından  geleneksel  ekonomik hayatlarından zorla ayırarak onları en son ve modern yaşam şartlarına sahip evlere yerleştirdikleri ve yeni ve mutlu bir hayat şartlarına kavuşturdukları iddia ediliyor.
Çin’in Bu Azat Etme ve Modern Evlere Yerleştirme İddiası Gerçekten Doğru mu ?
Özgür Asya radyosu muhabirlerinin ulaşabildiği Aratürk ve Tomurti kent sakinlerine İşgalçı Çin’in bu kentlerindeki uygulamaları hakkında görüşlerini s ordu.
Aldığı cevaplar ise şöyle ;
Tömurti Kenti sakini İsa Yahya : Tumurti kenti atalarımızın itibaren  yüzyıllardan beri yaşageldiği kadim memleket.Ben dahil 24 aile buradan göç etmeyi kabul etmedik. Birkaç yüz ailenin yaşadığı bu kent’te sadece 24 aile kaldık.Belki binlerce yıldan beri Uygurların yaşadığı bu tarihi kent Uygurlardan temizlenmeye çalışılıyor  ve  Uygurların bu bölgedeki ışığı söndürülmek isteniyor. Evlerinden,topraklarınıdan, bağ ve bahçelerinden zorla koparılan ve besi hayvanları gasbedilen ve zorla yurtlarından koparılan kent sakinleri  bir ailenen yaşam şartlarından çok uzak 50 m2.büyüklüğündeki sözde modern evlere iskan edildiler. Kendilerine verilen çok düşük miktardaki  sosyal yardım paraları ile geçinmek zorunda bırakılmışlardır.
Adını açıklanmak istemeyen sabik Mahalli ÇKP.genel Sekreteri ve Kent başkanıve Sözde Kent halk Kurultayı üyesi : Aratürk ilçesi halkı son 5 yıldır, çiftçiler topraklarından,hayvan sahipleri ise besi hayvanlarından ve kamçılarından azat edilmek isteniyor. Hükümet bilinçli olarak ve bir plan ve program dahilinde Aratürk’ten Uygurları ebedi olarak ayırmaya karar vermiş bulunuyor.Bu karara ait uygulamalar  ise ,ısrarla  devam ettiriliyor. .
Kaynak:UYham-Uyghurnet_21 Temmuz 2016

18 Temmuz 2016 Pazartesi

TÜRK KAMUOYUNA AÇIKLAMA & MİLLİ DÜŞÜNCE MERKEZİ

TÜRK KAMUOYUNA AÇIKLAMA
Dün Ordu içindeki bir kısım asker tarafından saat 21.30’da başlatılan darbe girişimi, kısa zamanda önlenmiştir. Yasadışı bu kalkışma sırasında şehit olan güvenlik güçlerimize ve vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralananlara acil şifalar dileriz.
Türk Milletini derinden sarsan bu olaylar karşısında; bütün siyasi partilerin derhal ortak tavır göstermiş olması birliğimiz açısından sevindiricidir.
İçeride ve dışarıda varlığımıza kasteden bölücü terörle mücadele edildiği bir sırada karşılaştığımız bu darbe teşebbüsü üzerinde ciddiyetle durulmalı ve bir an önce toplumda birlik ve huzurun tesisi için gerekli tedbirler alınmalıdır.
Bu açıdan bakıldığında;
Yetkililer, halkı sokağa ve meydanlara çağırmaktan kesinlikle kaçınmalı, herkesi sağduyuya davet etmelidir. Devlet, bir an önce normalleşmeyi sağlamak üzere polisi, hâkimi ve mahkemesiyle hukukun gereğini yapmalıdır. Bu mümkünken, öfkeli kalabalıkları meydanlara çağırmak, vatandaşlar arasında çatışmalara yol açabilecek son derece vahim sonuçlar doğurabilecektir. Hatta halkın arasına karışan bölücü terör örgütü PKK ve IŞİD gibi düşman unsurların her gördükleri askeri linç etmeye, kafalarını kesmeye varan saldırılarıyla karşılaşmak mümkün olabilecektir. Nitekim bazı illerimizden gelen haberlerde bunların üzücü örnekleriyle karşılaşılmıştır.
Siyasi iktidar başta olmak üzere hiçbir parti ve çevre, yaşanan ve sonuçlarının nereye varacağı kestirilemeyen bu olaylardan siyasi çıkar elde etme hevesine kapılmamalıdır.
Ergenekon ve Balyoz gibi grup davalarıyla şanlı Ordumuzun beyin takımı, “Terör örgütü” ve “Darbeci”gibi ağır suçlamalarla tasfiye edilmiştir. Sonradan “Kumpas varmış, aldatıldık” denilerek yanlıştan dönülmüş ve suçlananların tamamı beraat etmiş olsa da, yıkım gerçekleşmiştir. Bugün de darbecilerle mücadele ederken, geçmişte olduğu gibi ideolojik hesaplarla hareket edilirse kurunun yanında yaş da yanacak, ikinci bir yıkım daha yapılmış olacaktır.
Türkiye’nin bugünlere sürüklenmesinde, rejime ve devletin kuruluş esaslarına karşı yapılan hataların rolü araştırılmalı ve gereği yapılmalıdır.
TBMM başta olmak üzere, hiçbir siyasi partide gerçek demokrasinin kurum ve kurallarıyla yaşatılmadığı bir gerçektir. Ülkemizi dikta anlayışı ve tek adam yönetimine doğru sürükleyen bu durum daha fazla devam edemez. Yaşanan her türlü kalkışma ve kuraldışı emrivakilerin gerekçesi yapılan böylesi uygulamaların ortadan kaldırılması için demokrasi tam anlamıyla hayata geçirilmelidir. 
Yüce Türk Milletine saygıyla duyurulur. [16 Temmuz 2016]
MİLLİ DÜŞÜNCE MERKEZİ