27 Aralık 2010 Pazartesi

Hamiyet Şahin


Sayın Veysel EROĞLU
         Çevre ve Orman Bakanı
               06100-ANKARA
            Sayın Bakanım, geçtiğimiz günlerde televizyonlarda, “şehirlerarası otobüslerde, kedi, köpek, tavşan türleri ile bazı evcil kanatlılar gibi canlı hayvanların taşınma yasağı kapsamına alınacağı” yönünde açılamalar ve haberlere şahit oldum. Haberlere göre, bu yasak uçak ve diğer ulaşım araçlarını kapsamayacakmış!..
            Malum, toplu taşımacılık hizmetlerinden faydalanan insanlar, bireysel imkân, maddi kaynak ve mali durumlarına göre, yolculuklarını özel araç yerine, uçak, otobüs veya trenle yapmak zorunda kalanlardır.  Kişinin sahip olduğu veya bakmakla mükellef bulunduğu hayvan ile şehirlerarası otobüs, tren, imkânı varsa uçakla gitmesinden daha olağan ve doğal ne olabilir? Özel otosu olmayan herkes mecburen bu yolu tercih etmek ve kullanmak zorundadır. Zaten başka çaresi de yoktur.
            Dolayısıyla bu, hayvan severler için bir hak hükümetler içinse vazifedir.
            Yani hükümetler, her derece ve düzey “evcil” hayvanlar için eşitlik ve hakkaniyet çerçevesinde bu imkânı sağlamak; Yasal, doğal ve evrensel İnsan haklarına paralel “hak ve sorumluluklara muhatap” hayvanları himaye ve idame ettirmek zorundadırlar. Keza bütün hâkim unsur ve hükümetlerin başta gelen görevi: Doğal ve dinsel nedenler ve beslenme amaçlı yasal izinli, ruhsatlı ve kontrollü kesimler hariç olmak üzere; Vahşi veya evcil her tür hayvan neslini korumak ve sürekliliğini sağlamakla mükelleftir.    
            Kaldı ki, benim gibi, evinde biri felçli, diğeri iki gözü alınmış kör kedi veya köpek besleyenler için; Yaşamı tamamen sahiplenen insanların inisiyatifine kalmış bu canlarla birlikte otobüs yolculuğunu yasaklıyorsanız; Memleketimizde, ya da başka mekânlar da cenazemiz olduğunda, çeşitli özel veya zorunlu nedenlerle yolculuk yapmak durumunda kaldığımızda, gitmekten vaz mı geçelim? Yoksa bu canları ölüme terk edelim veya adına “uyutma” denen zehirle hayatlarına son mu verelim?
            Sayın Bakanım, otobüslerde canlı hayvan taşınmasının yasaklanıp, uçaklar ve diğer taşımacılıklarda serbest olmasını insanlara verilen hizmet yönünden adaletsizlik ve haksızlık; Otobüslerde canlı hayvan taşınmasının yasaklanarak, uçaklarda serbest bırakılmasını insanlara verilen hizmet de ayrımcılık ve insan haklarına paralel “hayvan haklarına” aykırılık, eziyet, dolaylı gasp ve zulüm olarak görüyorum.
Zira otobüsler de canlı hayvan taşınmasının yasaklanması ve bu yasağın uçakları kapsamaması, uluslar arası kedi-kopek vb. (hayvan) kaçakçılığının tercih yollarından en önemlisinin açık bırakılması son derece anlamlı, kuşkulu, üzücü ve düşündürücüdür.
            Ayrıca, genel ve eşit olarak insanlara (halka, hayvanlara, ekoloji-çevre, fauna ve floraya) hizmet götürülürken, bunun adalet, hakkaniyet, eşitlik ve hukuk ilkesine uyma mecburiyeti göz ardı edilmiş bulunmaktadır.
            Sonuçta, yasaklanması düşünülen “otobüslerde canlı hayvan taşıma hizmetinin” deniz, hava, kara toplu taşıma hizmeti veren tüm araçları kapsamasını veya otobüslerde de belli usul, kural ve düzenler getirilerek serbest bırakılması; İnsanlar ve hayvanlar için bir hak, bakanlık ve hükümetiniz için mutlak bir vecibedir.
            Gereğini buna göre yapılmasını saygılarımla arz ve talep ederim.
Hamiyet SAHİN – 24 Aralık 2010
Hayvan Koruma Gönüllüsü--Kocaeli
(hayvan_ekoloji@yahoo.com)
***
AÇIKLAMA; EK BİLGİ VE YORUM:


Giriş
Yaşamın tek olduğunu, yaşayan bütün canlıların ortak bir kökeni olduğunu ve türlerin evrimi yönünde farklılaştığını, yaşayan bütün canlıların doğal haklara sahip olduğunu ve sinir sistemi olan her hayvanın kendine özgü hakları bulunduğunu, bu doğal hakların küçümsenmesi ve hatta kolayca göz ardı edilmesinin doğa üzerinde ciddi zararlar doğuracağını ve insanoğlunun hayvanlara karşı suç işlemesine sebebiyet vereceğini, türlerin birlikte olmasının diğer hayvan türlerinin yaşama hakkının insanoğlu tarafından tanınmasını ifade edeceğini, insanoğlu tarafından hayvanlara saygı gösterilmesinin bir insanın bir diğerine gösterdiği saygıdan ayrı tutulamayacağını dikkate alarak, ilan edilir ki;
Madde 1
Bütün hayvanlar biyolojik denge kavramı içerisinde varolmak bakımından eşit haklara sahiptir.
Madde 2
Bütün hayvanlar saygı gösterilme hakkına sahiptir.
Madde 3
1. Hayvanlara kötü muamele edilemez veya zalimane davranışlarda bulunulamaz.
2. Eğer bir hayvanın öldürülmesi gerekiyorsa, bu bir anda, acısız ve korku yaratmaksızın yapılmalıdır.
3. Ölü bir hayvana saygıyla davranılmalıdır.
Madde 4
1. Vahşi hayvanlar yaşama hakkına ve kendi doğal çevrelerinde özgürce üreme hakkına sahiptirler.
2. Vahşi hayvanların özgürlüğünden uzun süreli alı konulması, avlanma ve balık tutma geçmiş zamana ait olup hangi sebeple olursa olsun vahşi hayvanların bu şekilde kullanımı hayati olmayıp, akis davranışlar bu temel hakka karşıdır.
Madde 5
1. Bir insanın desteğine ihtiyaç duyan her hayvan uygun beslenme ve bakımı görme hakkına sahiptir.
2. Hiçbir koşul atında terk edilemez veya adil olmayan bir şekilde öldürülemezler.
3. Her tür soy üretme ve hayvan kullanımında soyun fizyolojisine ve kendi türüne özel davranışlarına saygı gösterilmesi zorunludur.
4. Hayvanları içeren sergiler, gösteriler ve filmler hayvanların onuruna saygı göstermek zorunda olup hiçbir şekilde şiddet içeremezler.
Madde 6
1. Hayvanlar üzerine yapılan fiziksel ya da psikolojik acı çekmeye sebep olan deneyler hayvanların haklarının ihlalidir.
2. Soyu tükenen hayvanların ya da yok edilen bir hayvanın yerine yenisinin ikame edilmesi yöntemleri geliştirilmeli ve sistemli olarak devam ettirilmelidir.
Madde 7
Gereği olmayacak şekilde bir hayvanın öldürülmesini içeren her kanun ya da buna yol açan her karar yaşama karşı işlenmiş suç kapsamındadır.
Madde 8
1. Vahşi bir hayvan soyunun hayata kalma onurunu hiçe sayan her yasa ve böylesi bir harekete sebep olan her karar soykırıma eşdeğer olup soya kaşı işlenmiş suçtur.
2. Vahşi hayvanların katledilmesi ve üreme yumurtalarının kirletilmesi, yok edilmesi soykırım cürümüdür.
Madde 9
1. Hayvanların kendilerine özgü yasal statüleri ve hakları hukuk tarafından tanınmak zorundadır.
2. Hayvanların güvenliğinin koruma altına alınması hususu Devlet örgütleri düzeyinde temsil edilmelidir.
Madde 10
Eğitimden ve okullaşmadan sorumlu merciler, vatandaşlarına çocukluktan itibaren hayvanları anlamayı ve saygı göstermeyi öğrenmeleri için olanak sağlamak zorundadır.
Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi 15 Ekim 1978 tarihinde Paris’teki UNESCO Merkezi’nde törenle ilan edilmiştir. Bu metin, 1989 yılında Hayvan Hakları Birliği tarafından tekrar düzenlenerek 1990 yılında UNESCO Genel Direktörü'ne sunulmuş ve aynı yıl halka açıklanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder