22 Eylül 2012 Cumartesi

Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ

Üniversitelerin Açılışında
İlk Ders Ne Olmalıdır?
Prof. Dr. İbrahim Ortaş,
Çukurova Üniversitesi, 
iortas@cu.edu.tr
Eğitimin günümüzdeki temel amacı genç insanı topluma işine yararlı kılacak şekilde yetiştirmektir.
İlk Ders Heyecanı Öğrencilere Yaşatılmalıdır
Önümüzdeki hafta çoğu üniversitemizde yeni eğitim ve öğretim dönemi başlıyor. Hayırlı olsun. Ciddi bilimsel, idari ve ekonomik sorunun yaşandığı üniversitelerde, akademik heyecanın zayıflaması yanında üniversitelerin açılışındaki ilk gün heyecanın yeni gelen öğrencilere yaşatmak geleneği de yavaş yavaş kaybolmaya başladı. Her yıl giderek artan üniversitelerin sorunları artık taşınamaz duruma gelmiştir. Her taraftan kuşatılmışlık ve ilgisizlik öğrencilere kadar yansımış durumadır. Yetersiz alt yapı, kısıtlı bütçe, öğretim üyelerinin maaş yetersizliği, ikili ve paralı eğitim, paralı yüksek lisans, yenilenemeyen araştırma görevlisi kadroları, vizyonsuzluk, misyonsuzluk ve politikasızlıklar artık üniversitelerde şevki ve heyecanı önemli ölçüde kırmış durumdadır. Bilindiği gibi heyecanın ve aşkın bittiği yerde nitelikli, her yönü ile coşkulu insanların yetişmesini (yeni tohumların çimlenmesini ve bitkilerin yeşermesini) beklememek gerekir.    
Biz akademisyenler her türlü sorunu yaşıyoruz. Ancak vicdanımız ülkemizin geleceği olan gençlerin üniversitelere heyecansız başlamasına razı olmuyor. En azından yöneticilerin ilk gün yeni gelen öğrencilere üniversite gibi bilim-sanat ve felsefenin yapıldığı ortamda hayata ve geleceğe coşku ile sarılmaları ve kendilerini üniversite ortamının sunduğu olanaklardan yararlanmasını önermesini önemsiyorum.
İlk günlerde yeni gelen öğrencilere üniversite geleneklerini yaşatmak, gençlere yeni bir başlangıç yaratmak gerekir. Giderek kaybolmaya başlayan üniversite geleneklerini sürekli canlı tutmak, gençlerin geleceğe güven ile bakmalarını sağlamak, ülkelerini ileriye taşımak için kendilerini de çorbada tuzu olan insanlar olarak görmeleri için motive etmek gerekir.
Üniversitelerin açılacağı bu ilk günlerde öyle bir ilgi uyandırmak gerekir ki, kişi kendisini zenginleştirecek yeni bir ortamda bulunsun. Aynı zamanda kişi kendisini önemsemeli. Eğitildiği ortamın kendisine kazandıracağı, niteliklerle toplumun geleceğine yön verecek sınırlı sayıda kişiden biri olduğu öz güvenine kavuşmalıdır.
Her şeye rağmen ilk derslerde öğrencilere sahip çıkmak, onları şevkle kucaklamak gerekiyor. Hatta öğretim üyeleri olarak üniversitelilik bilincimiz içinde öğrenme becerilerimizi, öğrendiğimiz hayat derslerimizi ve yaşamdan beklentilerimizi objektif ölçüler içinde ilk derslerimizde öğrencilerimiz ile paylaşalım. Öğrencileri düşündürmeye yönlendirelim. Özellikle de okuma alışkanlığının kazandırılması için biraz hayatı anlamaları için bizde teknik geliştirerek öğrencilerimizi üniversite ortamının içine çekebiliriz.
Eğitim cazip hale getirilmelidir.
Ders eğitimi kadar genel kültür, popüler bilim ve yaşama dair bilgilerin de verilmesi gerekir. Maalesef bugün üniversitelerimizde teknik bilgi veriliyor ancak kişinin hayata hazırlanması için mutlaka bilimsel düşünme alışkanlığı, okuma alışkanlığı ile kültürel alt yapılarını geliştirmeleri gerekir. Sık sık eleştiri konusu olan ders dışı yaşanan birçok konuda mezunların yetersiz bilgiye sahip olması geleceği hedefleyen bir toplum için ciddi olarak dikkate alınmak zorundadır. Dışarıda olup bitenin bilinmesi durumdan vazife çıkarılması ve karşılaştığı sorunlara çözüm üretebilsin. Eğitim bu süreci dikkate alarak kişiye düşünmeyi, hayata hazırlanmayı kazandıracak ortamlar sağlamalıdır, üniversitelerin başta sanatsal faaliyetler ve kültürel faaliyetlere ağılık vermelidir. Bir şekilde öğrenciler mutlaka hayatı her alanda sorgulamayı benimsemelidir.  
 “Nehir yatağında, ağaç toprağında, demir kalıbında şekillenir” özdeyişine uygun olarak insanda yetiştiği ortamda şekillenir. Mırıldanan değil, sebep sonuç ilişkisi kurabilen, sorun çözmesini bilen insan yetiştirerek yarınlara gelişmiş insan potansiyeli yetiştirmemiz gerekir.
Üniversiteler İtiraz Etmeyi de öğretmelidir
Üniversiteler açılırken öğrencilere yalnız ders çalışın, oynayın zıplayın başka da bir şeye karışmayın demek yerine, tam tersinden geleceği görerek ülkenizin sorunlarını da bu sıralarda öğrenin, geleceğe sahip çıkın demeyi de üniversite ortamı öğretmelidir.
Yaşamı Sokrat’ın ifadesi ile sorgulamayı ve eleştirel bakmayı bilmeli. Üniversitelinin kritik düşünme, eleştirel yaklaşımı üniversitede teknikleri ile öğrenmeli.
Yerine göre HAYIR diyebilmeli.
Başkasının şemsiyesinin altında dolaşmayı, bir yerlere gelmek için birilerine yağ çekerek kendisine makam, mevki edinmeyi öğrenmenin bedelinin ileride ağır olacağını öğrenmelidir. Kendisi olmamış kişiliğin her zaman yarar getirmediğini, çoğu zaman yalnız kaldığını ve sorunların altında ezildiği anlatılmalıdır.
Bunu için üniversite yöneticilerinin ve biz hocaların ilk mesajları önemli.
Üniversite Yarını Öngörerek Öğrencisine Bugünden Sahip Çıkmalıdır
Bugün ülkemizde en çok eleştirilen ve hedefteki kurumların başında üniversiteler gelmektedir. Üniversiteler hakkında yapılacak eleştiriler hepimizi rahatsız etmekte ve edecektir. Bugünden yarını görüp, kendimize yakışır bir anlayış ile daha ileri bir üniversiteyi yaratabiliriz.
Eğer bunu yapamasak, üniversiteyi okulun ötesine taşıyamasak ileride üniversiteye olan güven sarsılır, bazı birimler için ne araştırma yapacak ortam bulabiliriz, ne de okutacak öğrenci bulamayabiliriz.
Üniversiteler kendi yasal sorumlulukları içinde en ulvi görevi olan öğrencilerini tarihe ve geleceğe karşı her yönü ile felsefi boyutta eğitmek zorundadır. Bir tür hayat okulu olan üniversite eğitimi öğrencinin üniversiteye ilk ayak bastığı günden başlamalıdır. Üniversite yıllarında kendi yol haritasını kendisinin çizmesi gerektiği ve geleceğin sorumluluğunu alabilmeyi öğrenmelidir.
Muasır medeniyetler seviyesinde bir Türkiye yaratmanın tek çıkış kapısı nitelikli bir üniversite eğitimi vermekten geçmektedir. Bunu yapacak güçte ve iradede olduğumuzu düşünüyorum. Ancak giderek üniversiteler üniversite bilincinden ve olgusunda uzaklaştığını da unutmayalım. Saygın bir hocamızın ifadesi ile “üniversitecilik” oynadığımızın farkına vararak bir an önce evrensel ölçekte üniversite kavramını ülkemize yeniden kazandıralım.
Üniversitede İlk Ders Ne Olmalıdır? 
Bu Derslerde Öğrenciler Neyi Öğrenmeli?
Üniversitede ilk ders üniversite tarihi öğretilmelidir.
Üniversite neden özerk olmalı?
Özgür birey olmanın üniversite hayatı için önemi nedir?
Bilim hangi ortamlarda daha iyi gelişir?
Bilim tarihinde bilim özgürlüğü konusunda verilen çabalar nelerdir?
Ülkemiz ve üniversitemizin bilimsel düzeyi nedir?
Bilimin bugünkü sorunları nelerdir?
Yarınlar için bilim ne öngörüyor?
İnsanlığın sorunlarının üstesinden gelmek için üniversitelerin ve bilimin yapması gerekenler nelerdir? Bizlerin bundaki sorumluluğu nedir?
Üniversite hayatında sorgulamanın öneminin anlatılması yeni öğrencilerin üniversiteyi benimseme ve yaşama sevincini aşılamak anlamında çok yararlı olacaktır.
Üniversiteler Kendi Sorunlarını Açık Yüreklilikle Gündeme Getirmeli ve Öğrencilerine de Sahip Çıkmayı Öğretmelidir.    
Yöneticilerin çoğunluğu üniversitelerin omuzundaki yükün farkında diye düşünüyorum. Ancak farkındalığın ötesinde üniversitelerin üzerindeki o görünmez otoritelerin baskısı nedense üniversiteleri konuşturmamakta ve sorunlara doğrudan değinmeyi frenlemektedir.  Gördüğüm kadarı ile özerk olmayan üniversiteler sorunlara daha çok ekonomik ve idari yönden ele almaktadırlar. Üniversitelerin bilimsel sorunları ve ülkenin sorunları nedense cesaretle işlenmemektedir. Bugün artık yoksulluk sınırındaki maaşlarımızın durumunu bile yüksek sesle dile getiremiyoruz. Üniversiteler doğaları gereği hiçbir iktidar ve otoritenin etkisinde kalmadan mevcut durumu analiz etmeleri yanında yarına da ufuklar çizmeli topluma yol göstermeli ve umutlar yaratmalıdırlar.
Yaklaşık 3 milyon insanın üniversitelilik bilinci ile aydınlanması ve ülkesinin sorunlarına omuz verecek düzeyde eğitilmesi en büyük arzumuzdur. Bu bağlamda üniversitelerin açılışında öğrencilere verecekleri ilk mesajlar kalıcı nitelikte olması nedeniyle önemsenmektedir. (21 Eylül 2012, Adana)
            *** Not:  Daha önce yazdığım “Üniversiteyi Kazanan Yeni Öğrenciler Kendilerini Yeni Döneme Hazırlamalıdır” yazıyı öğrencilerimiz ile paylaşabiliriz
            ***
Üniversiteyi Kazanan Yeni Öğrenciler Kendilerini Yeni Döneme Hazırlamalıdır
Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ,  
Çukurova Üniversitesi, 
iortas@mail.cu.edu.tr
ÖSS sonucuna göre üniversiteye yerleştirilen yeni üniversite öğrencilerini kutluyor ve üniversite hayatına hoş geldiniz diyorum.
Üniversitelerimizde ne üniversite tarihi ve kültürünün tanıtımı, ne de üniversiteye uyum programının uygulanmadığı bilinmektedir. Yine öğrencilerimizin çoğunluğunun da üniversite okuyacak düzeyde lise eğitiminde yeteli olgunluğa erişmediği bilinmektedir. Uyum programları veya üniversite ortamına hazırlık süreçleri uygulanamadığı için üniversite atmosferi ve üniversitelik bilinci öğrenci öğrencinin kafasında yeterince gelişmiyor. Bütün bunların sonucunda doğal olarak üniversite lisenin bir devamı gibi algılanıyor ve sonuna kadar da böyle devam ediyor. Üniversite hayatını yakından izleyen ve üniversitelilik bilincinin yeterince gelişmediği ülkemizde öğrencilerimizin başlangıçta kendilerini yeni döneme nasıl hazırlamaları gerektiği konusunda, kendilerine ileride büyük yarar sağlayacağını düşündüğüm bazı tespitlerim ve önerilerim olacaktır.
Öğrenci Üniversitenin Ne Olduğunu Bilmiyor
Bugüne kadarki hocalık tecrübeme göre öğrencilerimizin geneli “üniversiteyi tanımıyor". Öğrencilerin çoğunluğu üniversite nedir, üniversite öğrencisinin rolü nedir? Üniversite öğrencilerinden toplum ne bekliyor? Üniversite gençliği üniversitelilik bilinci ile dünyadaki ve ülkedeki gelişmeler karşısında nasıl davranmalı? Bu ve benzeri daha birçok soruyu öğrencilerin kendi kendilerine sormaları ve üniversite tarihini öğrenerek kendilerini geliştirmeleri yararlı olacaktır.
Üniversite Ortamı Yalnız Meslek Öğrenilen Yer Değildir
Öğrencilerimiz üniversiteyi bir meslek edinme aracı olarak görüyor. Ders işleme anlayışı da lisenin bir devamı olarak algılanıyor. Bu anlayış öğrencide yaşama faklı bir bakış açısı ile bakma konusunda yeni bir heyecan, aşk ve isteklendirme yaratmamaktadır. Üniversiteden neredeyse tek beklentisi bir an önce bir diploma alıp hayata atılmak olmaktadır.
Üniversiteyi bir bilim ve felsefi tartışma ortamı olarak görüp, kendini geliştirme, sosyalleşme, geleceğini şekillendirme konusunun gerek bizim tarafımızdan işlenmemesi, gerekse de öğrencilerimizin tartışma kültürlerinin yetersizliği nedeniyle bilgi ve düşünce üretme sürecine bir katkısı olmadan ve kendini entelektüel dünyaya yeterince hazırlamadan diploma alarak gitmektedirler. Çünkü üniversite beklediğimiz ölçüde kişiye farkındalık yaratma ve ufkunu açma işlevinde bulunamamaktadır.
Dil Ve Düşünme Becerisini Geliştirme
Ayrıca çok önemsediğim bir diğer konu da yazma kültürünün eksikliği ve geliştirilmesidir. Üniversiteye hazırlık niteliğinde olması gereken lise eğitimimizde dil bilgisi yanında, tarih, felsefe, sosyoloji, psikoloji gibi derslerde yeterince verilmemektedir. Üniversite öğrencisinin kendisini hayata bir bütün olarak hazırlaması ve tartışmaya daha etkili katılması için birçok konuda donanımlı olması gerekir. 
Tarihi Bilgisinin Geliştirilmesi
Üniversitede maalesef öğretemediğimiz bilim tarihi, bilim felsefesi ve uygarlık tarihi konusunda eğitime başlamadan önce öğrencilerin üniversiteye hazırlanarak gelmeleri yararlı olacaktır.
Üniversiteye gelecek öğrencilerin üniversite yaşamına bilinçli olarak başlamasının önemli olduğunu belirtmek isterim. Çok benimsediğimiz “nasıl başlarsa öyle gider“ öz değişine uygun olarak gençlerin üniversiteye bilinçli ve ne istediğini bilerek başlaması önem arz etmektedir.
Özellikle öğrencilerimizin tarih bilincine önem vermesi anlamlı olacaktır. Her konuda geçmişi bilmek ve geçmişten geleceğe akış sağlamak hem bağıntılı ve bütünsel düşünme, hem de düşünsel bir derinlik sağlayacaktır.
Kendi Bakış ve Özgür Düşüncesini Oluşturma
Gençlerin hiç bir gurubun total anlamda bir izmin etkisine girmeden, yetişkin bir birey olarak kendilerini yetiştirmeleri, tüm etkilerin üstüne çıkarak özgür düşünebilmeleri hem özgüvenlerini artıracak, hem yeni ufuklar sağlayacaktır. Üniversite öğrencilerinin değişik ihtiyaçlarını karşılama konusunda kendilerine yanaşan, maddi ve manevi yardım sunan kişilerin peşine takılmak veya katılmak yerine kendi öz bilinçlerine ve değerlerine güvenerek özgür birer öğrenci olarak kendi ayaklarının üzerinde duracak davranışlar sergilemelerini, kendilerini yetiştirmelerinin kendileri için daha yaşamsal öneme sahip olduğunu düşünüyorum. Öğrencilerin içinde geleceğe yönelik kendi yaşamsal yol haritalarını bilinçli seçmeleri gerekir. Kişilikli olmayı, küçük çıkar ilişkilerine tenezzül etmemeyi, kendi ayakları üzerinde durmayı şimdiden ilke haline getirmeleri, uzun sürede kendi yararlarına olacaktır. 
Kişilik Sahibi Olma
Günümüzde maalesef yaşamın zorlaşması sonucu insan ilişkilerinde ciddi zedelenmeler yaşanmaktadır. Rüzgârın estiği yöne göre hareket etmek, küçük çıkar, makam ve mevkiler için inanmadığınız süreçlere girmeniz size şeref vermez ve kişiliğinizi başından zedeler. Sağlıklı ve nitelikli olarak davranmak, durduğunuz yeri bilmek insana saygınlık kazandırır. Güç kimde ise ona göre yön almak, güç sahiplerine hizmet etmek, daha yüksek makam ve mevkilere gelmenizi sağlayabilir. Ancak insanlık tarihi gücün, kendi çıkarı için her türlü yanlışı kabul eden kişilerin hiçbir zaman özgür olmadıkları ve kendilerini o makama getiren kişilerin manevi ve maddi baskısından çıkamadıkları görülmektedir.
Öğrencilerin bugünden geleceğe yön oluştururken, kişilikli olmayı ve ona göre onurlu ve başı dik olmayı öğrenmeleri, Kurtuluş Mücadelesinde görüldüğü gibi Anadolu’nun küllerinden yeni bir dünya yaratmayı göze almaları gerekir.
Planlı ve Kararlı Olma
Bugüne kadar yapmak isteyip de yoğun ders yükü nedeniyle gerçekleştiremediğiniz hobi ve beklentileriniz için üniversite iyi bir fırsat oluşturabilir.
Öğrenci olarak kim olduğunuzu, kim olmak istediğinizi, toplumun sizi gelecekte nasıl bilmesini istiyorsunuz? Bunları yeni hayatınızın başlangıcında derin derin düşünmenizde yarar bulunmaktadır.
 Öğrenciliğin ilk gününe başlamadan ne istediğini veya ne istemediğini iyi analiz ederek yol haritasının başlangıcında işinizi ciddiye alarak başlamanız gerekir.
Çoğumuz ailemizden, toplumdan, geleneklerimizden doğrudan aldığımız ve yorumlamamdan kucağımızda bulduğumuz değerleri, şimdi bilinçli ve objektif olarak sorgulayarak yol haritamızı içinde yaşadığınız çağa uygun olarak yeniden hazırlamamız gerekir. Bilinçli olarak çalışarak, okuyarak uğrunda emek harcayarak elde ettiğimiz bilgi ve diğer kazanımlar bizim öz değerlerimizdir.
Hobi ve Duyarlılıklarımızı Geliştirme
Gençlerin üniversitede yapmaları gereken bir diğer özenli görev de belli hobileri kazanmasıdır. Yaşamdan zevk almak yaşamı anlamlı kılmak için hobi sahibi olmak büyük zenginlik kazandıracaktır. Hepsinden önemlisi yatay boyutta gelişmek için çok değişik alanlarda okuyarak üniversite yaşamında kitap okuma alışkanlığını kazanmaları gerekir. Çeşitli sanat alanları bulunup bunlarla ilgilenmeleri gerekir. Öğrencilerin şimdiden kendilerine tam teşekküllü ve geleceklerini anlamlı kılmak ve çağa yeni bakış açısı kazandıracak şekilde kendilerini hazırlaması için kolları sıvamaları gerekir. Kendi kendinizi yeni döneme hazırlarken, başarılı olabileceğiniz alanları iyi tanımlayarak, öğrenci temsilciği, liderlik, müzik, resim ve diğer sosyal alanlarda ne tür yeteneklerinizin olduğunu bu süreci şimdiden düşünmekte fayda bulunmaktadır. Öğrenciliğin ilk aşamasında sahip olduğunuz iç enerjiyi ve becerilerinizi harekete geçirerek yeni bir yol haritası çizmeleri gerekir.
Tabii üniversitelerinde bu dinamik gençliğin dinamiklerini durdurmak değil, daha ileriye taşıyacak ortamlar hazırlaması beklenilmektedir.
Kendi Gelecek Senaryolarını Oluşturma
Sık sık insanların geçmişte savunduğu düşüncelerin ve söylemlerinin yıllar sonra karşısına çıktığı görülmektedir. Hele Devletin önemli bir mevkisine gelecekseniz, hemen geçmişiniz sorgulanır ve söylemlerinizden dolayı yargılanırsınız. İnsan gerçekten de yaşam için olgunlaşıyor, törpüleniyor, sivri söylemlerden arınıyor. Ancak temelden görüş değişikliği çok büyük bir dönüşümü gerektirir. Onun için şimdinden yol haritasını çizerken mutlaka bilinçli ve sorumlu bir başlangıç yapmak gerekir. Bugünden atılacak yanlış adımların cezasını yine sizler çekeceksiniz. Tabii sorumlu mevkideyseniz etki ettiğiniz alandaki kişilerde sizin yanlışlarınızın kurbanı olacaklardır. Yarını bugünden doğru kurgulamak önemli. Bir kez yol haritanızı doğru kurguladığınızı düşünüyorsanız da sonuna kadar değerlerinizin arkasında durmayı da şimdiden öğrenin.
Öğrencilerin kendi vizyonların ve misyonlarını şimdiden çizmeleri bir çok yönden önemli. Ne olmak, neye sahip olmak, olmak istediği veya ulaşmak istediği geleceğini şimdiden nasıl sağlayacağını ve hangi argümanlar ile sağlayacağını şimdiden düşünmekte yarar var.
Vicdanınızı Dinleyin
Yeni sürece başlarken, kim olduğunuzun iyi analiz edilmesi önemli. Yaptığınızın insanlığa ve doğaya ne faydasının olduğunun iyi düşünülmesi gerekiyor. Gelecekte nasıl anılmak istediğiniz hayati bir sorun niteliği taşımaktadır. Ahretlik bir konu ancak, her insanın bu dünyadan ayrılırken, insanların sizin hakkınızda arkanızdan ne demesini istersiniz? İnsanların hakkınızda nasıl konuşmasını istiyorsanız bugünden ona göre davranmanız gerekir.
Bilim Adamı Olmak İsteyenler Şimdiden Çok Çalışmalıdır
Bilim adamı olmak isteyen gençlerin bugünden yabancı dil bilgisi yanında derslerini daha dikkati izlemeleri ve bilim adamı olmaya kendilerini hazırlamaları gerekir. Bilim yapmak için yalnız ders çalışmak değil, aynı zamanda iyi birer felsefeci ve sosyal bilim bilgisi ile donatılmış olmaları gerekir. Kavramları iyi bilmesi, çalıştığı konunun tarihini bilmesi iyi bir bilim adamı için zorunlu koşullardır.
Ne Yapmalı?
Üniversiteler açılana kadarki yaklaşık bir yıllık süre içinde kendilerini üniversiteye üniversite öğrencisi gibi hazırlamalı, eksiklerini gidermeli. Yukarıda belirttiğim konularda biraz düşünerek kendi kendilerine bir yol haritası çizmeli.
-Mutlaka Türkçe, İngilizce, Meslek Sözlüğü ve bir adet Felsefe Sözlüğü almaları,
-Üniversite temelde bir felsefi tartışma ortamı olduğu için liseden psikoloji, davranış bilimleri, sosyoloji, felsefe, uygarlık tarihi ve genel toplum bilimi gibi konularda bilgi ve bakış geliştirmeleri,
-Dil açısından gelişim sağlayacak bol okuma yapmaları,
-Mutlaka bir yabancı dil bilgisi gerçekleştirmek için plan ve hazırlık yapıp, bunu başarmaları,
-Bilgisayar konusunda eksiklerin giderilmesi ve iletişim ağından yaralanma yollarının geliştirilmesi,
-Bilgiye erişme ve bilgiden yararlanma konusunda kütüphanenin nasıl kullanılacağını üniversiteye gelmeden öğrenmeleri,
-Tabii temel bilimler ve kavramlarına hakim olmaları.
Tüm bunların sırrı, bol okumak, günceler tutmak, denemeler yazmaktan geçiyor. Gençler bu konularda daha ilköğretim başından itibaren çok sistemli olarak desteklenmeli ve cesaretlendirilmeli.
Özet olarak;
Üniversiteye yeni gelecek öğrencilerin, ülkemiz gençliği içinde seçilerek gelen en iyi öğrencileri olduklarını, toplumun geleceğini kendilerinin omuzlarında olduğu bilinci ile sorumlu davranmaları gerekir. Unutmayalım gelecekteki kendi mutlu yaşamımız ve ülkemizin aydınlık geleceği bizim bugün vereceğimiz karara bağlı. Dolayısıyla kendi yarınımızı şimdiden bilerek ve bilinç ile kurgulamamız gerekir. Bir toplumun en eğitilmiş kesiminin içinde olmak sorumluluğu bu bakımdan büyük bir sorumluluktur. Sorumluluk sahibi kişiler, ne yaptığını bilen, kişiliği gelişmiş, doygun iç zenginliği olan, küçük çıkarlara yenik düşmeyen kişiliklerdir. Toplum okumuşlardan bilgisi, görgüsü ile saygınlığı olan, çağına karşı sorumlu ve toplumu çağdaş düzeye taşıyacak nitelikler beklemektedir.
Bunu başaracağınızı düşünüyorum.
 Tüm bunları söylerken de üniversite camiası olarak ne kadar ağır bir sorumluluk taşıdığımızın bilincindeyim. Sizlerin gelişeceği ortamları da bizler sağlamalıyız. Salt istemekle olmaz, gerekli koşulları da hazırlamalıyız. Dolayısıyla YÖK üst yönetimi ve rektörlüklere, her bir öğretim elemanına fikri, irfanı, vicdanı hür nesiller yetiştirilebilmesi için büyük bir yükümlülük düşmektedir.
 Uygun ortamları bulacağınız, bulduklarınızı ilerleteceğiniz ümidiyle öğrencilerimize tekrar başarılar dilerim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder