Batı Medyasının Yeni Manipülasyonu
Prof. Dr. Ata ATUN
Yirminci yüzyılın son çeyreğine değin "Medya"yı en
iyi kullanan kişi bence Hitler'in propaganda bakanı Goebbels'di. Sonrasında
bayrağı batı basını devraldı ve halen daha sıkı sıkıya elinde tutuyor.
Batı basını bütün dünyayı elinde fırıldak gibi oynatıyor,
istediği mesajı da istediği şekilde verip olayları kendi çıkarları
doğrultusunda manipüle ediyor. Kolayca haksız olanı haklı, hakkı yeneni de
haksız, daha beteri canavar gibi dünyaya takdim edebiliyor.
Basının bu gücünü fark ettiğimde daha 10'lu yaşların ilk
çeyreğindeydim. Kıbrıs'ta Rumlar hem biz Kıbrıslı Türkleri acımasızca
öldürüyor, hem köylerimizi, evlerimizi yakıp yıkıyor, taşınır-taşınmaz
mallarımıza, hayvanlarımıza, zahiremize el koyuyordu. Ben o dönem basında,
özellikle de Avrupa basınında, sadece, dükkânlarda İngilizlerin evlerinden
sarma kağıdı niyeti ile toplanarak bir kenara yığılmış veya yolda belde yerlere
atılmış günü geçmiş İngilizce gazeteleri okuyabiliyordum, Türklerin Kıbrıs'ta isyan
ettiği ve Makarios güçlerinin silahlı müdahalede bulunmak zorunda kaldığı
haberleri çıkıyordu gazetelerde.
Çok şaşırıyordum, bu doğru olmayan, tek bir merkezden
çıkmış, gerçeklerin ters yüz edilip saptırıldığı, Rumların çıkarları
doğrultusunda olayların değiştirilerek, dünyaya Reuters, BBC, Ajans Press gibi
ünlü haber merkezleri tarafından bilinçli olarak yayılan taraflı haberleri
okuduğumda.
Mutlu Barış Harekâtından sonra ilan edilen Kıbrıs Türk
Federe Devletinin Kurucu Meclisinin hazırladığı ve halkımız tarafından oylanan
ilk anayasasından sonra gerçekleştirilen Milletvekili seçimlerinde Mağusa
bölgesinden UBP milletvekili seçilerek Meclise girdikten sonra Hanya'yı
Konya'yı çok daha iyi anladım.
Basının ve medyanın gücü ne demekmiş, halk üzerindeki etkisi
ne kadarmış, olaylar nasıl manipüle edilirmiş, basında tekel ne demekmiş ve
neye yararmış, gerçekten çok iyi gözlemledim ve çok iyi anladım.
Adına "Barış Gazeteciliği" denilen eğitimlere
katıldıktan sonra artık bende, amiyane tabirle "Jeton düştü." İlk
yaptığım iş dünyanın başına bela olarak tanıtılan ve terörist devlet olarak
ilan edilen "Kuzey Kore" hakkında basında okuduklarımı, özellikle de
batı basınında okuduklarımı bir kenara itip, "Kuzey Kore"yi
hakkındaki gerçek ve manipüle edilmemiş bilgileri bulmak ve okumak oldu. Tahmin
ettiğim gibi de karşımda farklı bir tablo ve bu tablonun içinde de farklı bir
resim gördüm. Söylenenler ve yazılanlarla ilgisi olmayan doğrulara ulaştım.
Şimdi de hedefimde Ukrayna var
Ukrayna'da yaşananlarla ilgili olarak sadece tek taraflı
yayın yaptığını düşündüğüm Batı basının yazdıklarını okumuyorum, ilaveten Rus
basınını da okuyorum, Ukrayna basınını da... Çin'in Ukrayna konusunda ne
dediğini ve Çin basınında Ukrayna ile ilgili olarak nelerin yer aldığını da
araştırıyorum.
Ukrayna 2010 yılında Rusya ile yaptığı Kharkiv Anlaşmaları
ile Rus doğalgazına karşılık toprakları içinde Rus deniz üssü kurulmasını
kabul ederken, AB'ye ve NATO’ya üyelik için başvurmayacağını kabul etmişti. Bu anlaşmaya
göre Ukrayna AB ile üyelik dışında her türlü işbirliğine açık olacak, NATO ve
AB ile “yapıcı işbirliği” izleyebilecek, fakat üyelik çabalarına girişmeyecekti.
Şimdi de batı basını ağız birliği etmişçesine, ülkenin
doğusunun ve güneyinin Rusya tarafından işgal edildiğini yazmakta ama bu
insanlarının ana dillerinin Rusça ve kültürlerinin, tarihlerinin,
edebiyatlarının, geleneklerinin ve dini inançlarının Ruslarla tamamen aynı
olduğundan hiç bahsetmemekte... Dolayısıyla Batı basınında çıkan haberleri
okuyanlar sanki de Rusya'nın bölgeye çok uzaklardan geldiği izlenimine
kapılıyorlar.
Ata ATUN
e-mail: ata.atun@atun.com veya ata@kk.tc
http://www.twitter.com/ataatun
http://www.ataatun.org
Facebook: Ata Atun
8 Eylül 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder