15 Şubat 2011 Salı

Prof. Dr. Nurullah Aydın

Prof. Dr. Nurullah Aydın
ABD YENİ PLANI UYGULAMAYA KOYDU MU?
ABD ve Avrupa istikrarsızlıklardan beslenir.
İngiliz Daily Telegraph gazetesine göre, Mısır'da yönetimi sallayan isyan, üç yıl önce ABD'de hazırlandı. 2008 yılında ABD'nin Kahire'deki elçiliğinin yardımıyla, Mısır'ın önde gelen bir rejim muhalifi Newyork'a gelerek, ABD sponsorluğunda eylemciler için düzenlenen bir zirveye katıldı. Aynı yıl Aralık ayında Kahire'ye dönen rejim karşıtı eylemci lider, Amerikalı diplomatlara, birleşen muhalif grupların Mübarek'i devirme plânı hazırladığını bildirdi.
Wikileaks'in son belgeleri ise Mısır'daki sokak hareketlerinin ABD tarafından finanse edildiğini gösteriyor. ABD Büyükelçiliği'nden Washington'a gönderilen belgeler, ABD Uluslararası Gelişim Ajansı'nın (USAID) 2008'de 66.5 milyon, 2009'da ise 75 milyon dolarlık yardımlarla Mısır'daki siyasi gruplara destek verdiğine işaret ediyor.
Norveç'in Aftenposten gazetesinin yayımladığı ikinci belge, ABD'nin Mısır'daki muhalif hareketin güçlenmesi için harcadığı paranın hem Mısır hükümeti tarafından yürütülen programlara, hem de Mısırlı ve ABD'li sivil toplum örgütlerine verildiğini ortaya koydu.
Mısır Uluslararası İşbirliği Bakanı Fayza Abou, yapılan yardımlar hakkında ABD Büyükelçiliği'ne bir mektup gönderdi. Abou mektubunda, USAID'in "resmen sivil toplum kuruluşu olarak kayıt ettirilmemiş 10 örgüte verdiği yardımları kesmesini" istedi.
Obama, yıllarca emrieri olan Mübarek'i devirmiş ve ABD güdümlü ordu'yu Mısır'ın başına getirmiştir. Meclis'i, Hükümet binalarını ve devlet televizyonunu ele geçirmeye çalışan protestoların "barışçıl" olduğunu söylediğine göre tarafını da açıkça belli etmiş oluyor.
Brandeis Üniversitesine bağlı Crown Ortadoğu Çalışmaları Merkezi ve German Marshall Fund uzmanı Joshua Walker, "Amerikan ilkeleri, göstericilere derhal destek verilmesi ve daha fazla demokrasi çağrılarıyla dayanışma içinde olunmasını göstermesine karşın, bu devrimlere ‘Amerikan yapımı' etiketinin yapıştırılması, bizim ve sahadaki insanların istediklerine ters. Adımlarımızı hafifçe atmalıyız ve kamuoyu önünde çok dikkatli konuşmalıyız. Özel olarak çok sayıda sohbetin yapılıyor olduğunu düşünüyorum, ancak ABD'nin, ortalık yatışana kadar, tüm taraflara itidal çağrısında bulunarak kamuoyu önünde yapabileceği her şeyi yaptığını düşünüyorum" diyor..
Yani Walker'e göre; "Bu sözde devrimleri bizim kışkırttığımız bu kadar da açık edilmesin! Devrim için gösteri yapan insanları, Tunus'un, Mısır'ın ezici çoğunluğuna karşı güç durumda bırakıyorsunuz!"
Bütün veriler, Tunus, Mısır, Cezayir, Mısır, Ürdün, Yemen hatta Suudi Arabistan'da başlatılan bu sözde demokrasi hareketlerinde, Yugoslavya'nın çökertilmesi ve parçalanmasında kullanılan yöntemlere başvurulduğunu gösteriyor.
ABD'nin Genişletilmiş Büyük Orta Doğu ve Kuzey Afrika Projesi'nin başarısız olmamıştır. Rafa kaldırılmamıştır.
Bunları yazanlar, çizenler konuşanlar, Türkiye'yi uyutmaya çalışıyor.
Denilebilir ki Diktatörlere karşı, halkın yanında olmak gerekmez mi?"
ABD'nin paralı askerleri her yerde vardır.. Büyük ve ince eleyerek sık dokuyarak hazırlanan plan gereği eğitilen kişiler zamanı geldiğinde harekete geçirilmektedir.
İşbirlikçilere özgürlük savaşçısı payesi vermek için özel yetiştirilmiş kalemşörler ve papağanlar'ın olduğu göz ardı edilmemelidir.
ABD'nin girdiği her yerde özgürlükleri sonsuza kadar boğan sistem kurulmaktadır.
Türkiye'de de aynı örgütlenme uzun yılların çalışması sonucu oluşturulmuştur.
Tunus, Yemen, Mısır, Cezayir'de sokak hareketlerinin eş zamanlı çıkması, örgütlenmenin ve harekât planlarının tek merkezden yönetildiğini göstermiyor mu?
Değişim sözcüğü SSCB'yi, Yugoslavya'yı dağıtmıştı. Sıra hangi ülkelerde?
Değerli okuyucularımın kandilini tebrik eder hayırlara vesile olmasını dilerim.
Günün SöZÜ: Halk günlük düşünür anlık etkilenir.
Prof. Dr. Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder